Sara YANAROCAKArapça tam adı Ebu İmran Musa bin Meymun bin Ubeydullah, İbranice adı Moşe ben Maymon ve Latince Moses Maimonides, Rambam olarak bilinir. Doğumu, 30 Mart 1135 Kurtuba (Kordoba). Ölümü, 13 Aralık 1204 Mısır olan Maymonides, Endülüslü Yahudi filozof, hukuk bilgini ve hekimdi. Ortaçağ`da Yahudilerin en büyük filozofudur
Yusuf BESALEL
Toranın tasnif ölçüsüne tabi tutulmasıyla ilgili en önemli açıklamalardan birisi, ikinci Krallar, 22- 23te yer almaktadır. Kral Yoşiyaunun hükümdarlığının 18. Yılında (M.Ö.622) Toranın daha önceleri önemsenmemiş bir kitabı Büyük Rahip (Koen Agadol) tarafından Mabette keşfedilmiş ve Kralın önünde okunmuştur. Bu kitap hemen özgün olarak kabul edilmiştir ve bundan kısa bir süre sonra da ulusal bir ahit töreninde yüksek sesle okunmuştur. Bunu izleyen kült düzeyindeki reform, Tesniye Kitabındaki temel öğreti ile tam olarak uyum halindedir. Bu bakımdan bu olay genellikle söz konusu kitabın resmi tasnif işlemi olarak algılanır. Ezranın zamanında cereyan eden ve Toranın halk önünde okunması ile ilgili başka bir hadiseye ilişkin bir kayıt (M.Ö.444 dolayları), Nehemya 8- 10da mevcuttur. Bu tören, halkın Moşenin Tora Kitabının kendilerine okunması hakkındaki talebi üzerine gerçekleşmiştir. Bu bakımdan, Kitapın bilindiği ve Siyona dönmeden evvel Babil Sürgünü döneminde son tasnifinin tamamlandığı varsayılabilir. Bu talep, Moşenin Torasında bir uzman ve bir yazıcı olarak tanımlanan Ezra tarafından karşılanmıştır. Ezranın başlıca katkısı; Toranın öğreniminin ve yorumlanmasının teşvik edilmesi ve Toranın Yahudi yaşamındaki biricik konumuna yüceltilmesi olmuştur. Kutsal Kitapın tasnif ölçüsüne alınması ile ilgili ikinci aşama, Birinci Tapınak günlerinden biri muhafaza edilen pegamberler ile ilgili edebiyatın ve bunun yanısıra Hagay, Zeharya ve Malahi gibi, faaliyetleri Siyona dönüşü ve tapınağın tekar inşa edilmesini etkileyen peygamberlerin kitaplarının toparlanması ilebaşlamıştır. Geniş ölçüde delillerle desteklenen bir Rabinik gelenek, bu peygamberlerin Kutsal Ruhu (Ruah a Kodeş) taşıyan peygamberlerin sonuncuları olduğunu ifade eder. Başka kaynakçalar da peygamberlik sosyal ve dinsel kurumunun giderek hayatiyetini ve yetkinliğini İkinci Tapınak döneminde yitirdiğini dile getirmektedirler. Peygamberler ile ilgili tasnifleme işlemi muhtemelen Perslerin hükümranlığı döneminden evvel tamamlanmıştı. Ayrıca peygamberler ile ilgili kütle herhangi bir Yunan etkisi içermemekte ve bu kitapların tarihsel ufku ancak Perslerin hegemongasına dek gitmektedir.
Helenistik döneme ait kaynakçalar Kutsal Kitapın üç bölüme dayanan yapılanmasının, o zamana dek çoktan oluşturulduğunu ortaya koymaktadırlar. Bütün bu kaynakçalar Yasadan ve Peygamberlerden bu şekilde bahsetmekle beraber, üçüncü kategorinin henüz belirli bir adı konmamıştı. Fakat bu bölüme eskilerin bilgeliği, Mezmurlar ve diğer yazılar veya geriye kalan kitaplar gibi değişik betimlemelerle değinilmekteydi. Bu hadise; Yazılar bölümünün peygamberler bölümünün tasnif işleminin tamamlanmasından sonra uzunca bir süre oldukça şekilsiz birtakım yazılar grubu konumu koruduğunu ortaya koymaktadır. Bu külliyatın tasnifi ancak Greko- Romen döneminde tamamlanmıştır. Yazılar bölümünün peygamberler bölümünün sonlarında yer alan bazı kitaplarla aynı dönemi paylaşan bazı çalışmaları içerdiği doğrudur. Fakat bunlar ikinci bölümden peygambersel nitelikleri olmadığından ötürü ihraç edilmişlerdir. Öte yandan bazı kitaplar da ikinci bölüme alınamamıştı. Çünkü bunlar oldukça geç yazılmışlardı. Bu da, önemli ölçüde peygamberlik ile ilgi mevzuları içermekle beraber. Yazılar bölümüne dahil edilmiş olan Daniel Kitabının durumunu açıklamaktadır.
devam edecek....
Kaynakça: "Yahudilik Ansiklopedisi", Cilt I, II, III Yusuf Besalel